35,2013$% -0.04
36,5968€% -0.29
44,3954£% 0.33
2.959,15%0,17
4.830,00%-0,10
19.294,00%-0,13
2.616,60%0,23
9.672,75%0,48
3.Dünya Savaşı’nın dillendirildiği şu dönemde, güçlü ordu, güçlü Türkiye için Silahlı Kuvvetlerimizin vatan savunmasını layıkıyla yerine getirebilmesi için haksızlık, hukuksuzluğun olmamasına daha da önem verilmesi gerekiyor. İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla ihraçlar yapıldığını yıllardır duymuyoruz. Milli Savunma Bakanlığı’ndaki gelişmeleri izleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 400’ün üzerinde albayın sessiz-sedasız emekliye sevk edildiğini belirtti, “Hükümet ile aynı siyasi düşüncede olmadığı için ya da Atatürkçü olduğu için emekli edilen albaylar bulunmaktadır” dedi.
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları ise 400 değil, “Bunun yarısı kadar” albayın emekli edildiğini, önemli bir bölümünü FETÖ soruşturması geçirip, mahkeme kararıyla göreve dönenlerin oluşturduğunu söylediler. Asteğmenlikten generalliğe yükselme konusunda yasal engel bulunmadığını kaydeden yetkililer. “Bugünkü yasalara göre er olan kişi bile general olabilir” açıklamasını yaptılar. Siyasi içerikli mesajlar atan, onları beğenen komutanın generalliğe yükselmesine bazı askerler gibi doğrusu biz de şaşırdık. Hani askeriyeye siyaset girmeyecekti? O zaman, YAŞ kararlarının biraz derinine inelim, hem iddiaları hem de yetkililerin buna karşı cevaplarını aktaralım.
EN BÜYÜK KÖTÜLÜK
Anayasa’nın 125’inci maddesine göre YAŞ’ın her türlü ilişik kesme kararına karşı yargı yolu açıktır. Ancak yargı yetkisi idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı. Hiçbir suretle yerindelik denetimi yapılamıyor. Yani, YAŞ’ın ilişik kesme kararları idari ve adli yargıya götürülemiyor. Bunun sebebi şu: Bir devletin ve milletin var oluşunun teminatı yerli ve milli ordudur. Bunun siyasete bulaştırılması o millete, devlete yapılabilecek en büyük kötülüktür.
YAŞ’ın ilişik kesme kararlarının neden yargıya götürülemediğini anlatayım: 2016 yılından önce YAŞ, Başbakanın başkanlığında Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz, Hava Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı ve orgenerallerden oluşuyordu. Yani içinde Başbakan ve Milli Savunma Bakanı dışındakiler askerdi. Terfi ve kadrosuzluktan emekliye sevk hazırlıkları kuvvet komutanlıkları tarafından aylarca sürüyordu. Ana kriter sicildi. Bu sicile de herkes erişebiliyordu. Ayrıca sağlık durumu, kıta meslek deneyimi, saha deneyimi, aldığı ödüller ve cezalara kadar her türlü niteliği dikkate alınırdı. Böyle bir ön hazırlık yapılınca YAŞ’a hak etmeyen kişiler değerlendirmeye gelmezdi.
İhtiyaç Kara Kuvvetlerinde örneğin 20-23 general ise bu 20-23 kişinin terfisi için belirlenmiş kriterlere uygun olan yaklaşık 40-45 isim gelir, üç gün süren şurada bu personel şura üyelerinin görüşleri alınarak terfi listeleri belirlenirdi. Böyle olunca da birbirine çok yakın 40-45 kişi arasından seçilenler tartışma konusu olmaz, seçilemeyenlerde “İdarenin takdiri” olarak değerlendirip kabullenirdi.
YAŞ’IN DURUMU VE EKLENEN FIKRA
15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra YAŞ’ın yapısında değişiklik yapıldı. Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan Yardımcısı, Adalet, Dışişleri, İçişleri Bakanları ile Kara, Deniz, Hava Kuvvet Komutanları şurada yer almaya başladı. YAŞ’ın yapısı 2018’de çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yeniden değiştirildi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Adalet, Dışişleri, İçişleri, Maliye, Milli Eğitim, Milli Savunma Bakanları, Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvet Komutanlarından oluşmaya başladı. Böylece YAŞ’da askerlerin karara etkisi tamamen kaldırıldı. Geçmişte üç gün süren toplantı, günümüzde bir-iki saatlik “Onay şurası” haline dönüştürüldü.
926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na eklenen şu fıkra çok önemli: “Albaylar ile rütbe bekleme süresi 3 yıldan az olan general ve amiraller rütbe bekleme süresine bakılmaksızın ve sicil şartı aranmaksızın YAŞ başkanı kararıyla, YAŞ’ta değerlendirmeye alınabilir. Bunlardan terfi ettirilenler ile kadrosuzluktan emekliye edilenler rütbe bekleme süresini tamamlamış sayılır.”
İşte bu fıkraya dayanarak yapılan şu: 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra YAŞ kararlarıyla 2020 yılına kadar sayıları yayınlanarak, her yıl ortalama 500 civarında, 2020 yılından itibaren ise sadece bilgisayardan ilgili albayın kendisine tebliğ mesajı gönderilmek suretiyle sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte her yıl yüzlerce albay emekli ediliyor. 2024 şurasında bu sayının 400’den fazla olduğunu da söyleyenler var.
FİŞLEMEDEN SÖZ EDİLİYOR
Bu albayların emekli edilmelerini gerektirecek durumun ne olduğunu bilen yok. Ancak Milli Savunma Bakanlığı’nda kaynağının hukuki olmadığı öne sürülen fişleme esasına dayalı bilgilerle değerlendirdikleri, emekli edilenlerin önemli bölümünün Atatürkçü ve liyakatli subayların tasfiyesine yönelik olduğu kanısı yaygın. Siyasi tercihinde gerek sosyal medya mecralarında, gerekse AKP ilçe, il başkanlıklarının ricalarının da etkili olduğu sıkça konuşuluyor. Bu durumda bazı kişilerin Milli Savunma Bakanlığı’na teklif edilen listelere girme ihtimali olmayan albaylardan generalliğe, amiralliğe terfiler olduğu da yaygın bir biçimde konuşuluyor.
Kaynaklar, “Fişleme” diye bir şeyin söz konusu olmadığını, Atatürkçü subayların tasfiye edildiği iddiasının doğru olmadığı gibi; tasfiye edilenlerin daha çok FETÖ iddiası nedeniyle soruşturma geçirmiş, mahkeme kararıyla dönmüş kişiler olduğunu söylediler.
Daha albaylığının birinci yılında maaşlı emeklilik hakkı bile yokken aidiyet duygusu en yüksek olması gereken silah arkadaşlığının çok önemli olduğu o güne kadar canla başla yurtiçi ve yurtdışında en kritik görevlerde bulunmuş subaylar bir anda kendilerini Silahlı Kuvvetlerin dışında buluyor. Bu aynı zamanda onları töhmet altında bırakıyor.
İLGİNÇ ÖRNEKLER
Bunların içinde çok ilginç örnekler var. Kuvvet Komutanlığının teklifine uygun olarak alay komutanlığına atanıp sancak devir teslim töreninin bir hafta sonrasında zorunlu emekliye tabi tutulduğunu öğrenen, alay komutanlığını bitirip yine kuvvet komutanlığının önerisi üzerine yurtdışı daimi göreve seçilen, katılışı beklerken, emekli edilenlerle ilgili onlarca örnek var.
Geçmişte, YAŞ kararıyla özellikle irticai faaliyetlerden atılanlara o dönem Refah’lı belediyeler sahip çıkmış, AKP iktidarında da onlara maddi olanaklar da sağlanmıştı. Zorunlu emekliye tabi tutulan bu personele de adli ve idari yargı yolu açılarak uygun olanlar yeniden TSK’ya kazandırılmalı.
Bu yıl YAŞ’da 77 albaydan 47’si, geçen yıl 63 albaydan 40’ı Kara Kuvvetleri’nden generalliğe terfi ettirilmişti. Bu sayılar teamüllerin misliyle üzerinde. Bu da YAŞ’ın ilginç kararları arasında sayılıyor ve değişik biçimde de yorumlanıyor. TSK göz bebeğimizdir. Onun yıpranmasına, yıpratılmasına kimsenin hakkı olmadığı gibi, karar vericilerin de son derece dikkatli, adil olması gerektiğini de hatırlatalım.
Hamas’ın yeni lideri belli oldu